Küçük bir notla başlayalım önce. Yakın bir zamanda podcastin ekşi sözlük başlığında uzun bir eleştiri girilmiş. Çok hoşuma gitti, aslında eleştirilen şey yayınlarda geçen fikirlerden birisi ve böyle şeyler üzerine konuşmayı da
Bugün her üç ayda bir yaptığımız gibi bir çeyreklik değerlendirme paylaşacağım. Üçüncü çeyrek özellikle diğer kıyaslama araçlarına göre değerlendirdiğimizde Borsa İstanbul tarafında çok ciddi bir performans ortaya çıktı. Piyasa zamanlamasıyla ilgili de
Hayat en hızlı gidenin kazandığı bir yarış değil, bir müzik gibi aynı ve müzik dinlerken 2x 3x hıza alarak dinlemenin hiçbir anlamı olmayacaktır. Aynı zamanda hayatın müziğinde; soloların ve pik noktaların, inişlerin
Neyi aradığımızdan pek emin olamadığımız hayatlarımızda hepimiz iyi bir iş; iyi bir ev; belki yine çoğumuz iyi bir evlilik arıyor. Fakat bu tanımların içini doğru doldurduğumuzdan pek emin değilim. Banka hesaplarında milyonlar;
Bugün sürü psikolojimizden girip Beyaz Yakalılar özelinde iş hayatını, hayat akışlarımızı ve sınıfsal durumlarımızı sorgulamak üzerine bir podcast bölümü yapmak istedim. Ayrıca sürü psikolojisi borsa ile de çok iç içe geçmiş bir
Hayatınız boyunca bir simülasyonun içinde olduğunuzu hayal edin. Hiçbir şekilde özgür iradeniz olmadığını, doğuştan ya da yaratılıştan bir köle olduğunuzu düşünün. Belki de gözlerimizin önüne çekilen bir perde ya da izlemek zorunda
Prensipler; belki de ihtiyacımız olan en önemli kurallar, ilkeler ve karar alma süreçlerimizin bir bütünü. Maalesef çoğumuz için, zaman zaman ve ihtiyaç duydukça gevşettiğimiz ve yok saydığımız kurallar bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde uzun
Geçenlerde Büyük İstifa Dalgası üzerine konuşmuştuk. Henüz daha bu hareketin bir isim kazanması üzerinden birkaç yıl geçmiş olmasına rağmen bugün çok daha farklı bir kavram tekrar karşımıza çıkıyor. “Sessiz İstifa” diye yeni
Amerika'da başlayan ve çağımızın belki de en büyük zihinsel salgını olabilecek Büyük İstifa Hareketi (Great Resignation) aslında tam olarak nedir? Bu sorunun temellerine inip neyle karşı karşıya olduğumuzu ve Y kuşağının beklentilerini,